Kategori: Kitaplar

Bağlama Egzersizlerim ve Eserlerim niye yazıldı…

Konservatuar yıllarımda bağlamayı daha iyi tanımak ve tekniğimi geliştirmek üzere yazdığım egzersizler ve bazı enstrümantal parçalar bir kitap oluşturacak kıvama gelince paylaşma ihtiyacı hissettim. Özellikle internet ortamında Nihavent Uvertür ve Mekik gibi sevilen parçalarımın notalarını arayan arkadaşlarıma da bu yolla ulaşmış oldum.
Bağlama Egzersizleri, nota okuyabilen ve belli bir seviyeye gelmiş bağlamacılara antrenman seçenekleri sunan ve refleksleri güçlendirmeyi hedefleyen bir çalışma. Nasıl bağlama çalınacağını öğreten bir metot değil. Son yıllarda kısa sap bağlamanın yaygınlaşması ile, neredeyse ikinci plana düşen uzun sapın perde ve pozisyon zenginliği de ihmal edilmeye başlandı ne yazık ki. Bazen üst tel la bemol dediğimde perde hesabı yapan arkadaşlar görüyorum. Bu konuştuğumuz dilin alfabesini bilmemek gibi geliyor bana. Ayrıca daha önce pek değinilmemiş olan ‘Akor’ konusu,bağlamanın zenginliğinden bu anlamda da yararlanmak isteyen arkadaşlara güvenilir bir kaynak sunmakta…
Bu egzersizleri çalışırken sizinle birlikte çalışabilecek bir veya birden çok bağlamacı var ise çalışmalar daha da verimli olabilir. Ayrıca tar, kaval veya kemane gibi enstrümanlar da bu çalışmalara eşlik edebilirler. Tek şart, diğer icracıların size yakın seviyede olması ve sizi engellememesi. Birlikte yapılan çalışmalar çalma arzunuzu arttırır, metronomunuzu dengeler, repertuarınızı geliştirir, eşlik zevkinizi yüceltir, arkadaşlık etme ve ekip ruhu içinde hareket etme gibi sosyal özelliklerinizi en güzel noktalara taşır. Değişik enstrümanların tınılarından oluşan ambiyans, hem MEŞK etme zevkini yaşamak hem de bu enstrümanları yakından tanıyıp hissedebilmek adına son derece besleyicidir. Orkestra için bir şeyler yazdığınızda veya bir eseri düzenlediğinizde, kullanacağınız enstrümanların tınılarını, limitini (oktav), etkili olduğu ses alanlarını idrak etmenin en güzel yolu beraber çalmaktır. Meşk etmek yeni eserlerin ve yeni oluşumların yolunu açar.’ Meşk olmadan aşk olmaz’ bizim için daha doğru bir söz değil mi?
Makam, usul ve batı müziği bilginizi geliştirmeniz ve diğer müzik türlerinden de beslenebilmeniz gelişiminiz için zorunludur. Hem bu sayede müzikaliteniz artar, ufkunuz genişler, yaratıcılığınız körüklenir ve daha fazla imkanla müzik yapabilirsiniz. Eğer müzik evrensel bir dil ve ruh hali ise, tek bir müzik türü ile içi doldurulamayacak kadar büyük olmalı. Bu yüzden, diğer kültürleri ve onların yetiştirdiği değerleri tanımak, en azından bizim gibi müzik ile ilgili kişilerin boynunun borcudur. Çünkü dünya bizden ibaret değildir. Diğer kokulardan, tatlardan ve renklerden de nasiplenmek lazım.
Yaratıcılık ancak çok çalışarak ortaya çıkan ve gelişebilen bir özelliktir. Bağlamaya tutku ile bağlı genç icracıların yaratıcı özelliklerini keşfedip geliştirmeleri benim için bir misyon meselesidir. Zira yeni eserler ile bağlama repertuarının zenginleşmesi, mevcut eserlerin daha etkili yorumlanabilmesi, yeni çalış tekniklerinin ortaya çıkması veya yeni metotların yazılabilmesi ancak genç yeteneklerin ilgi ve yaratıcılığı ile mümkündür.

İlhamınız bol olsun…